Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya’yı Fahrenheit 451’den hemen sonra okudum. Okurken ister istemez bazı karşılaştırmalar yaptım. Fahrenheit dünyasında temelde sadece kitaplar yasaklanarak insanlar medya aracılığı ile manipüle edilmekte idi, Cesur Yeni Dünya’da ise daha embriyo halinde iken şartlandırmalar ve müdahaleler başlamakta ve insanlar bir ömür boyu bu yönlendirmeler ile hayatlarına devam etmekte.
Fahrenheit’da sadece psikolojik bir manipülasyon varken, Cesur Yeni Dünya’da buna fiziksel boyut da eklenmekte. Kitabı okurken bu sıkı yönlendirmelerin verdiği çıkmaz ile kendinizi o dünyada hissederek boğulabiliyorsunuz.
Kitapta yer alan bazı temalar benim çok fazla düşünmeme sebep oldu;
1) İnsanların boş kalmaması için çalışmaya itilmesi.
2) Boş kalan zamanlarında uyuşturucu ile düşünmemeye itilmeleri.
3) Herşeyi üretecek teknolojiye sahip olmalarına rağmen, üretimin insanlara yaptırılması.
4) Sınıf (kast) ayrımlarını yapmaları.
5) Ford’un üretim sistemini temel alarak, insanları standartlaştırmaları
Tüm bunlara rağmen, yine de bir yönetme isteği ile insanları hala çoğaltmaları oldu. İnsan herşeyi yapabilecek güçte ise niye robotlaşmış bir topluma ihtiyaç duyar ki?
Kitabı üç ana bölüme ayırabiliriz. İlk kısımda dünyadaki düzenin nelerin üzerine kurulduğunun ve sistemin nasıl yürüdüğü anlatılıyor. İkinci kısımda dünya devletinin dışında kalan vahşi bölgelere giden karakterin vahşi yaşama olan tepkilerini görmekteyiz. Son bölümde ise vahşi yaşamdan gelen bir karakterin modern dünyaya verdiği tepkileri ve onun gözünden o dünyayı görmekteyiz.